30 Aralık 2011 Cuma

İlk kez arabasız dışarı çıktık

Araba bende olduğu zaman Utku'yla gezmeye giymeye hiç tereddüt etmiyodum, çünkü arka koltukta ana kucağına oturup etrafı seyrede seyrede hiç sorunsuz yolculuk edebiliyoruz. Gerçi daha minikken bi kaç kere arabayı durdurup arka koltuğa geçmek zorunda kalmışlığım da var tabi ama Utku artık büyüdü ve etrafıyla çok ilgili olduğu için dışarıda ağlamaya gerek duymuyor. Bi kaç zamandır da bebek arabamızla gezmeye gitmek aklımda vardı ama bi türlü cesaret edemiyordum. Hem ağlarsa kucağıma almak zorunda kalacağım için, hem Utku'yu kucaklamak, hem de arabayı kontrol etmek zor olabilir diye, hem de havalar soğuk olduğu için. Zaten bebek arabamız da bagajda durduğu için araba yoksa bebek arabası da yok demekti. Sonunda geçen pazartesi günü bagaj kapısının bozulmasıyla bebek arabasını eve çıkarmak zorunda kaldık, ertesi gün baktım hava güneşli, fırsat bu fırsat deyip yola koyuldum. Utku'yu da ilk defa ana kucağı olmadan bebek arabasına oturtmuş oldum. Zaten benim hedefim onun şöyle etrafı seyrederek gezmesiydi. Ana kucağına oturtunca sadece beni seyredebiliyor. Arabasının arkasını biraz yatırınca hiç sıkıntı olmadı, kemerlerini de bağlayınca sanırım oldukça güvenli ve konforlu bi yolculuk oldu onun için de. Ama tabi sanki dışarı kar oynamaya çıkıyomuşuz gibi kat kat giydirdim, üstüne de iki tane battaniye örttüm, ne de olsa yaz havalarından sonra ilk defa bu kadar uzun dışarıda kalacaktı. Çocuğun kış havasıyla bütün teması ben evden arabaya ya da arabadan eve koşar adımlarla yürüdüğüm süre boyuncaydı. Evet Utku'yu sımsıkı sarmalayıp soğuğa karşı önlem aldıktan sonraki mesele bebek arabasıyla Utku'yu apartmanın önüne indirmekti. Ben de önce arabayı kapının önüne indirip koşa koşa yukarı çıkıp Utku'yu aldım ve onu da indirip arabasına yerleştirdim. Ve yola koyulduk, işte bu da kanıtı...:)

Dışarı çıkınca kış güneşine aldanmamak gerektiğini bi kez daha anladım. Öyle soğuk bi esinti vardı ki benim bile yüzüm dondu. Neyse ki bebek arabamızın naylon bi koruma örtüsü var, üstüne onu örtünce Utku hem dışarıyı seyredebildi, hem de üşümedi. Böylece yürüye yürüye evimizin yakınındaki Ereylin alışveriş merkezine gittik. Ben mağazaları dolaşırken sessiz sessiz etrafı izledi kuzum. Babamıza yılbaşı hediyesi aldık, sonra yemek katına çıktık, ben gazete okuyup çayımı içerken, Utku da yılbaşı süslemelerini teftişe koyuldu. Sonra anneannemiz de gelince alışveriş merkezini bi kere daha turladık.Utku aralarda uyuklasa da genel olarak uyumayıp etrafı izlemeyi tercih etti. Zaten etrafında ilgisini çeken bişeyler oldu mu uyumamak için direniyor resmen. Bundan sonra da sık sık bu şekilde dışarı çıkacağız Utku'yla, havalar da bi ısınmaya başlarsa tadından yenmez.
Bu arada Utku'yu o kadar çok seviyorum ki hani derler ya ayı yavrusunu severken öldürürmüş diye, ben de çocuğa zarar vereceğim diye korkuyorum, bu sabah sarılırken o kadar çok sıktım ki kolundan çıt diye ses geldi, ben de korktum bişey oldu diye ama neyse ki ağlamadı.

Sonradan kurtarıcı örtünün de resmini çektim;

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...