10 Aralık 2011 Cumartesi

Dokunmak Yasaktır!!!

Utku'yla sokakta, alışveriş merkezlerinde ve türk insanının dokunmatik sevecenliğine maruz kalınabilecek bilumum yerlerde dolaşmak istemiyorum artık. Çünkü içimdeki canavarın fırlayıp, birinin yüzüne yüzüne ''ne dokunuuyooonnn beeooğğğaaahhhh'' diye bağırmasına az kaldı. Bir günde insanın sabrını taşıracak çok fazla dokunma vakası yaşadık. Kahrolasıca 'aman kimseyi kırmayayım' içgüdüm yüzünden kimseye bişey de diyemediğim için gözlerim fıldır fıldır radar gibi etraftaki tehlikeleri süzmek suretiyle elim bebek arabasını çekmek için tetikte geziyorum. Ama benim de gafil avlandığım anlar oluyor işte. Pos cihazına şifre gireyim diye iki saniye gözümü ayırıyorum çocuktan, bi dönüyorum hemen sinsi bir el pusetten içeri uzanıveriyor. Ya da daracık bi asansörde bi dokunmatik teyze köşeye kıstırıveriyor. Gerçi bizim sulu Utku teyzeyi dokunduğuna dokunacağına pişman ediverdi. Çünkü teyze 'ayy canımmm pek şekerrr' diyerek Utku'nu eline dokunmadan önce, bizimki elini bileğine kadar ağzına sokup tükürük içinde bırakmıştı. Teyzenin dokunur dokunmaz hissettiği ıslaklıkla yüzünde beliren memnuniyetsizlik ifadesi ve hemen arkasından, eliyle tuz sepeler gibi Utku'nun tükürüklerinden kurtulma çabası görülmeye değerdi. Ben de o sırada içimden 'oh olsun sana, bi daha önüne gelen bebeğe dokunmazsın işte' diyordum. Hayır yani sen sokakta geziyorsun, oraya buraya, bana göre en mikrop yuvası yerlerden biri olan umumi tuvalet kapı kollarına falan dokunuyorsun. Sonra bi de gelip bu çocuğun eline dokunuyorsun. Sonra o da elini neredeyse bileğine kadar ağzına sokuyor işte. El insaf yani... En fecisi de dışarıda bi ayakkabıcının vitrinine bakmak için pusetten iki-üç adım uzaklaştığım sırada yaşandı. Bir anda nereden çıktığını anlayamadan beliriveren kir pas içindeki tabir-i caizse homeless amca Utku'nun yanağını okşayıp 'ben çok seviyorum çocukları' derken, ben şoklar içinde az daha kalp krizi geçiriyordum. Bu kadarı bünyeme fazla geldi. Sonrasında uçarak eve geldim ve Utku'yu küvetine yatırıp eşşek sudan gelinceye kadar çitiledim.
Not: Utku'nun pusetini alırken satıcı çocuğun bize tavsiye ettiği puset filesini hatırladım. Sineklik gibi bişeydi. Bu ne işe yarıyo diye sorduğumda, 'hem sinekler için hem de işte insanlar bebeğe dokunmasınlar diye' demişti. Hayatım boyunca yolda sokakta gördüğüm bir tek yabancı bebeğe dokunmuşluğu olmayan ben içimden 'amaann niye dokunsunlar, bunlar da satış yapmak için ne diyeceklerini şaşırıyolar' demiştim. Dememeliymişim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...