30 Ocak 2012 Pazartesi

Offf İstanbul, bi düş yakamdan artık, istemiyorum seni

Oğlum, yavrum, canım Utkum,

''Hayat sen başka planlar yaparken, başına gelenlerdir'' diye bir söz var. Ben bile doğmadan önce ölmüş olan John Lennon diye bi şarkıcıya ait. Büyüdüğün zaman muhtemelen öğrenirsin kim olduğunu. Üyesi olduğu The Beatles grubunun Yesterday isimli bir şarkısı var. Annen çok sever o şarkıyı. Neyse konuyu dağıtmayayım. Bugün sana söylemek istediğim şey şu. Ben de çok planlar yaptım hayatımla ilgili. Son zamanlardaysa doğal olarak planlarım hep senin üzerineydi. Sen doğduğun bu evde büyüyecektin. Yürümeye başladığın zaman, mevsim de yaz olacağı için dışarı çıkıp evin önündeki çıkmaz sokakta taytay yürümeni seyredecektim. Biraz daha büyüyünce evimizin sokağından ayrılmadan bisiklete binmene izin verecektim. Belki de düşüp canını acıtacaksın diye yüreğim ağzımda izleyecektim seni. Akşam baban da işten gelince doğru sahile inip, gönlümüzce deniz havası alacaktık. Oradan anneannene, babaannene, teyzene... Biraz daha büyüyünce 'Arda abi, Arda abi' diye kuzeninin peşinde dolanacaktın. Sonra odanın penceresinden bile görünen okula gidecektin. Orası benim de çalışacağım yerin yolunun üstünde olduğu için sabah ben seni okula bırakıp oradan işe gidecek, akşam da dönüşte alıp eve getirecektim. Haftasonları kombineleri alıp Erdemirspor'un basketbol maçlarına gidecektik. Annenin babanın doğup büyüdüğü bu güzel yerde, güven içinde, huzurla büyüyüp gidecektin. İstanbul'sa annenin üniversite yıllarına ev sahipliği yapmış, gezmelik, görmelik, uzak bir şehir olacaktı hayatımızda. Belki ayda bir, iki ayda bir gidip, sana Boğaz köprüsünü, Kız kulesini, Galata kulesini gezdirecektik. Hatta annenin yaşadığı yerleri. Sen de sevecektin illa ki İstanbul'u. Kim sevmez ki zaten..
İşte böyle planlamıştım oğlum, ama meğerse kaderin bizim için başka planları varmış. Bir ayımız kaldı, sonra yepyeni bir hayat başlayacak bizim için. Kendimi avutacak bir şey bulamıyorum şu anda. Baban mutlu sanırım. Umarım sen de mutlu olursun. Umarım hayırlı olur hepimiz için. Allah'ım bizi İstanbul'un kötülüklerinden korusun. Bir gün güzel Ereğli'mize dönmek dileğiyle...

19 Ocak 2012 Perşembe

sen yokken..

Hep bir kızım olacağını sanırdım:)
Kendimi anne olmaya hazır hissetmezdim.
İçimden çıkmanı beklerken, daha sonra yeniden içime sokmak isteyeceğimi bilmezdim.
Dünya içinde 'ebeveyn dünyası' diye başka bir dünya olduğunu bilmezdim.
Bir insanın tüm sorumluluğunu üstlenebileceğimi düşünmezdim.
Hayatıma değer vermezdim.
Her tehlikenin önüne kendimi atabilirdim
Sen doğduktan sonra, seni annesiz bırakmamak için kendimi daha çok koruyacağımı bilmezdim.
Canın yandığında içimin parçalanacağını bilmezdim.
Kimse için 'isterse benden nefret etsin, isterse kalbimi kırıp tuzla buz etsin, ben yine de onu sonsuz seviyorum' diyebileceğimi bilmezdim.
Kimse için 'o yaşasın diye kalbimi bile veririm' diyebileceğimi bilmezdim.

8 Ocak 2012 Pazar

Cebimden çıkardım

Cep telefonumun hafızasındaki fotoğraflara göz attım dün. Çekip çekip unuttuğum fotoğrafları çıkardım, özgürlüklerine kavuşturdum. Bazılarını da buraya kaydedeyim, hikayeleriyle birlikte..


Bu manzara hep ilgimi çekiyordu, fotoğraflamışım bile.. Evimizin köşesindeki sehpanın üstünde duran, balayında çekilmiş resmimiz. Perdeler kapalıyken, perdenin kenarından sızan güneş, tam ikimizin üstüne vuruyor. Üstümüze nur indi diyorum ben bu fotoğrafa..


 

Antalya'da kaldığımız otelin kid's club'ı. Henüz kaydıraktan kayamasak da poz vermeyi ihmal etmedik..


Utku Ankamall'in yılbaşı süslemelerinden gözünü alamadı:)


Gözü hep dışarda bu çocuğun, gezmeye doyamıyo..




O tontik ayaklarına kurban olurum oğlummm..


Daha doğmadan önce Utku'nun beşiğini çekmiştim. Bu arkadaşlara isim bile vermiştik. Ponny, Tonny ve Nonny:))









Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...